søndag 10. mars 2013

Her çocuk, anadilini öğrenme hakkına sahiptir

Iskandinavya Zaman 21 Subat 2013


Oslo Eyalet Meclis üyelerinden Gülay Kutal (solda) ile Mertefe Bartınlıoğlu (sağda), çocukların kendi anadillerini öğrenmelerinin, Norveççeyi öğrenme adına oldukça önemli bir faktör olduğunu kaydetti.

Parlamentonun 2012 yılında yayınladığı ‘Bütünlüklü Bir UyumPpolitikası – Çeşitlilik ve Birlik” (En helhetlig integreringspolitikk – Mangfold og Felleskap) adlı bildiride, eyaletlerin daha fazla dilde ikinci yabancı dil eğitimi vermesi teşvik ediliyor.
 
Norveç'in Moss şehrinde yaşayan Zaman İskandinavya abonelerinden H.C., gazetemizi arayarak, çocuklarının eğitim gördüğü okulda anadillerini öğrenmelerine ilişkin bazı şikayetlerde bulundu. H.C. ısrarla, çocuklarının Türkçe öğrenmede zorluk çektiğini, bu durumun, çocuklarının Norveççe öğrenmelerine engel olduğunu kaydetti. Ayrıca H.C, okul ve belediye yetkililerin bu olaya ilgisiz kaldığını, sırf bu yüzden, çocuklarının daha iyi Türkçe öğrenmeleri için Norveç'i bir kaç yıllığına terk etmeyi düşündüğünü aktardı. Gazete olarak, konuyla ilgili başta Norveç Eğitim Bakanlığı olmak üzere, bazı Oslo meclis üyeleri ve Türkçe dili uzmanlarıyla konuştuk.

Konuyla ilgili Zaman'a yazılı açıklamalarda bulunan Norveç Eğitim Bakanlığı, ülkede eğitim gören göçmen çocukların, Norveç dilinin yanında, anadillerini de öğrenme haklarına sahip olduklarının altını çizdi. Bakanlık, ''Şayet çocuk, kendi okulunda anadilini öğrenemiyorsa, bunu başka okulda öğrenme hakkına sahiptir. Bu ise, belediyelerin yetkisi altındadır ve belediyeler buna zemin hazırlamak zorundadır. Veliler konuyla ilgili, okul yetkililerine müracaat edebilir. Kanun gereği, Norveççe eğitiminde zorlanan çocuklar ekstradan özel olarak Norveççe eğitimi de alma haklarına sahiptir.'' açıklamalarında bulundu. Oslo Üniversitesi Kültür Araştırmaları ve Şarkiyat Bölümü türkologlarından Prof. Dr. Bernt Brendemoen ise, çocuğun, bazı şartlar altında anadilini öğrenme konusunda çektiği zorlukların, Norveççe ya da bir başka dili öğrenmesine olumsuz yansıyacağını söyledi.

Oslo Eyalet Meclis üyelerinden Gülay Kutal ise, anadili ile kendisini ifade edemeyen kişinin hem çocuklukta, hem yetişkinlikte bir yanının eksik kalacağına parmak bastı. Kutal, her hangi bir kişinin kendi anadiline ve kültürüne hakim olmasının, içinde yaşadığı dile ve kültüre uyum sağlamasını kolaylaştıracağını ifade etti. Kutal şöyle devam etti: ''Anadili iyi bilmek, ikinci dili öğrenmede de müthiş bir avantaj sağlar. Anadildeki, örneğin 'hasret', 'güven' ya da 'sorumluluk' gibi soyut kavramlar yerine oturmuşsa, çocuğun bunların ikinci dildeki karşılıklarını anlaması kolaylaşır. İlkokul birinci sınıftan lise son sınıfa kadar anadil eğitimi alan çocukların en avantajlı konumda oldukları konusunda araştırmacılar hemfikirdirler.''

Norveç devletinin konuyla ilgili daha önce attığı adımlara da değinen Oslo Eyalet Meclis Üyesi Gülay Kutal, ''Devletin bu konuda tayin ettiği Østberg-Komisyonu 2010 yılında ''Farklı anadilli çocuk, genç ve yetişkinlerin eğitimi” (Opplæringstilbudet til minöritetsspråkliğe barn, unge og voksne) konulu bir rapor yayınladı. Parlamentonun 2012 yılında yayınladığı “Bütünlüklü Bir Uyum Politikası – Çeşitlilik ve Birlik” (En helhetlig integreringspolitikk – Mangfold og Felleskap) adlı bildiride, bu rapora başvurularak anadilinin önemine işaret ediliyor. Çocukların çok dilli olmasının büyük bir avantaj olduğu ve bundan daha iyi bir biçimde yararlanılması gerektiği belirtilen bildiride, eyaletlerin daha fazla dilde ikinci yabancı dil eğitim vermesi teşvik ediliyor.'' dedi.

Anadil, başlı başına bir değer
Öteyandan Kutal, anadilin hem başlı başına bir değer hem de ikinci dili öğrenmede son derece faydalı bir araç olduğunu tekrar hatırlatarak, ''Danimarka’daki gelişmeyi olumlu buluyorum. Ancak Danimarka’daki pilot uygulamaların tek amacının Türkçenin Danimarkacayı öğrenmeye yardım etmesi olduğu gibi bir izlenim edindim. Oysa Türkçe eğitimi başlı başına bir değer olarak kabul edilmeli.'' tespitinde bulundu.
Sözlerine, ''Çocukların eğitimleri süresinde kendi ana dillerini öğrenmeleri, diğer dili daha çabuk kavramalarına imkan sağlıyor.'' şeklinde başlayan Oslo Eyalet Meclisi üyelerinden Mertefe Bartınlıoğlu ise, bunun yeni bir dil öğrenimini algılama ve daha çabuk kavrama yeteneklerini geliştirdiğini uzmanlar tarafından belirtildiğini söyledi. Bartınlıoğlu şöyle devam etti: ''Bu sebeple çocuğun kendi anadilini öğrenmesi, Norveççeyi hatta diğer dilleri de kolay öğrenmesinde faydalı olacaktır. Bu yüzden bu sıfatlara sahip olan çocukların kendi anadillerini öğrenebilme imkanının olmasını son derece faydalı görüyorum.'' Bartınlıoğlu, çocuğa kendi anadilinin öğretilmesinin, kanun gereği etnik Norveçli olmayanlar için tanınmış bir hak olduğunu duyurdu.

Trondheim şehrinde yaşayan şair-yazar Cem Güneş ise, Norveç'in anadil eğitimine son verme nedenini anne-babaların bu konuda ilgisizliğine bağladı. Daha önce 3 yıldan fazla anadil öğretmenliği de yapan Güneş, çocukların okul döneminde başka bir ülkede büyümenin verdiği gerçeklerle karşı karşıya kaldığını, okula başlamadan anadillleri ne kadar iyi olursa olsun, okul dili gelip bunun yerine oturduğunu ifade etti. ''Norveç bu konuda geri adım attı ve anadil eğitimi müfredattan kalktı. Şimdi yalnızca öğrenim zorluğu çeken çocuklar için destek olarak anadil öğretmeni kullanılabiliyor.'' diyen Cem Güneş, çocuğun anadilini iyi öğrenememesinin, otomatikman Norveç dilini anadil olarak seçmesine neden olduğuna işaret etti. 

Ingen kommentarer:

Legg inn en kommentar