søndag 25. oktober 2020

Mot korona: - Think like a Norwegian!



Hayatımıza koronanın damgasını vurması beklenen karanlık kış günlerine girerken, kuzey ışıklarının yurdu Tromsø’de araştırma yapan Amerikalı bir araştırmacı, dünyaya “Think like a Norwegian” diye seslenirken ne demek istiyor? Korona krizi neden Avrupa’daki popülist sağcı partilerin hiç işine yaramadı? Norveç Avrupa’nın en az korona riskli ülkesiyken, neden Oslo’da önlemler arttırılıyor?

Koronayla ilgili bunun gibi güncel konularla bu akşam, 25 Ekim, Norveç saatiyle saat 22, Türkiye saatiyle 23’de yine Radio inter fm 105.8 de beraberiz. Radyoyu internet üzerinden, http://interfm.no/nettradio/nettradio/ adresinden dinleyebilirsiniz.


Programdan sonra konuşmanın metnini aşağıda bulabilirsiniz.

(En oppsummering på siste ukens hendelser knyttet til korona, helse- og økonomikrisen i Norge og i Oslo - på mitt morsmål, tyrkisk.)






Dünyada korona

Slovenya Dışişleri Bakanı’nda korona çıkınca, bakanın daha önce görüşmelerde bulunduğu Estonya, Latviya ve Litvenya’nın dışişleri bakanları da karantinaya girmek zorunda kaldı!


Amerika’da son günde korona sayısı rekora ulaştı. Cuma günü, bir günde korona görülen kişilerin sayısı 83.750’ye ulaştı. Yani tam da Trump’ın Perşembe günü, “Artık koronanın en yüksek olduğu zamanlar geçti,” demesinden sonra! Bugüne kadar Amerika’da 8.500.000 kişi de korona görüldü ve 224.000 kişi öldü. Amerika’da seçimler yaklaşıyor. Seçim 3 Kasım’da. 


İsveç’in koronayla ilk zamanlardaki mücadelesi hala tartışılmaya devam ediyor. Bilindiği gibi epideminin başlangıcında iki şehirde de, yani Oslo ve Stockholm’da, yaşlılar evlerinde vaka görüldü. Ancak Oslo’da yaşlılar evlerinde toplam 37 kişi ölürken, İsveç’te 1000’in üzerinde yaşlı öldü. İsveç’te 70 yaşın üzerinde toplam 6285 kişide korona görüldü ve korona görülen her on yaşlıdan dördü ne yazık kı öldü. Elbette Oslo‘nun 700.000 kişilik nüfusuna karşın Stokholm‘de 2.300.000 kişi yaşıyor ancak bu faktörü elersek yine de Stokholm‘de yaşlılar evinde ölenlerin sayısı Oslo’dakinin sekiz katı olmuş oluyor. İsveç’te yaşlılar evlerinde yaşananları araştırmak üzere bir komisyon kuruldu.


Danimarka’da da vaka sayısı şu ana kadar olmadığı kadar yüksek. 24 Ekim‘deki habere göre Danimarka’da son gün içinde 859 kişide koruna görülmüştü.

Çek Cumhuriyeti‘nde de Haziran ayında durum o kadar iyiydi ki, caddelere masalar kurularak şölen verilmiş, “koronaya veda“ partisi düzenlenmişti. Ancak şu an itibarıyla Çek Cumhuriyeti, kırmızı seviyenin tam 57 katına çıkmış durumda! Bunu biraz açacak olursak, Norveç’in kırmızı seviye olarak koyduğu oran, her 100.000 kişide 20 kişide korona görülmesi. Şu an Çek Cumhuriyeti‘nde her 100.000 kişide 1000 kişi de korona görülüyor! Norveç’te ise bu sayı 36,6. Ama Oslo’da oldukça yüksek: 95. Bu sayıyla Norveç Avrupa’nın en az korona görülen ülkesi durumunda. 


Artan vakalar yüzünden Avrupa’daki pek çok ülkede sert önlemler alınıyor. Çek Cumhuriyeti ile birlikte İrlanda, İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya ve Belçika ülkelerden bazıları. Belçika’da gece yarısından sabah beşe kadar sokağa çıkma yasağı var bütün kafeler restoranlar barlar ve gece kulüpleri kapalı. Evlerde en çok dört kişiye kadar misafir kabul etme izni var.


Yeni Zelanda Kronodan kurtuldu. Şu an itibarıyla ülkede sadece 33 vaka var.


Dünyada korona vakası sayısı 40 milyona ulaştı. Bir ayda 10 milyon arttı.

Norveç’te bir “korona kışı” bizleri bekliyor. Aftenposten gazetesinin Cumartesi günkü çok uzun ve detaylı haberinde, Norveç’in kendini hazırlaması gereken muhtemel durumlar sıralanıyor.


Sayılar

Geçtiğimiz Perşembe günü bir günde 270 yeni vaka kaydedildi. Bu, Mart ayındaki sayılara benziyor. Yine geçtiğimiz perşembe günü itibari ile hastanede 44 kişi korona tedavisi görüyordu. Bugün bu sayı 45 oldu. Geçtiğimiz son beş aydır hiç bu kadar çok sayıda kişi hastanede olmamıştı. Hastanede yatanların ikisi respiratöre bağlı.


Norveç’te şu ana kadar 16.456 vaka tespit edildi.


Sayılar mart ayındaki sayılara benzemekle birlikte şu önemli farkları unutmamalıyız:


  • Birincisi, şu an daha çok daha fazla kişi test ediliyor. Yani koronaya yakalanmış kişilerin daha çoğu saptanıyor. Örneğin geçtiğimiz hafta 88.000 kişi test oldu. Mart ayındaysa haftada test olan kişi sayısı 16.000 ile 25.000 arasında değişiyordu. Mart ayında vakaların sadece yüzde onunu tespit edebildiğimiz düşünülürken, bugün tüm vakaların yüzde ellisinin tespit edildiği düşünülüyor.

  • Son haftalarda hastaneye yatan korona hastalarının artması koronanın tekrar gençlerden yaşlılara geçtiğini gösteriyor, ama yine de yaşlılar arasında korona olanların yüzdesi hala oldukça düşük. Örneğin geçtiğimiz hafta 60 yaşın üzerinde korona ya yakalanmış 85 kişi vardı. Bu da bir önceki haftaya, 109 göre daha düşüktü.

  • Hasta olanların sayısı hastanelerin kapasitesi için bir tehdit oluşturmaktan çok uzak şu an.


Yabancı kökenli vatandaşlar, Temmuzdan beri Norveç’te hastaneye yatırılanların yarısını oluşturuyorlar. Çok dikkat! 


Kısacası şu an itibarıyla durum kontrol altında görünüyor. Ancak sağlık mercileri hala huzursuzlar. Durumun her an hızla kötüye gidebileceğini düşünüyorlar.


Salgının üç aşaması var: birinci aşamada bazı yerel vakalar oluyor, bunun dışınddurum iyi. İkinci aşamada durum” kısmen kontrol” altında. Üçüncü aşamada ise “yaygın salgın”. Sağlık Bakanı Bent Høie şu an itibari ile birinci aşamada olduğumuzu, aşı bulunana kadar da bu aşamada kalmak için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerektiğini söylüyor.




Önlemler

Önümüzdeki hafta hükümetin daha sıkı önlemler getirmesi bekleniyor. Bu yeni önlemlerin de belli başlı risk gruplarını hedef alması bekleniyor. Virüsün en çok yayıldığı ortamlar şöyle:


Öncelikle ev ortamları. Geçtiğimiz hafta yeni korona vakalarının %35’i, aynı evde yaşayanların vırüsü birbirlerine geçirmeleri şeklinde oldu. %14’ü ise özel görüşmelerde ortaya çıktı.


Bundan sonra sırada %17 ile işyerleri ve üniversiteler geliyor.


Son olarak da vakaların %15 inin ise nereden bulaştığı bilinmiyor. 


Dolayısıyla getirilecek önlemlerden biri, evlerde veya özel toplantılarda bir araya gelmeyi sınırlamak olabilir. Norveç’te şu an itibari ile özel toplantılarda 20 kişiden çok kişi bir araya gelemiyor, Osloda ise özel toplantılarda on kişiden fazla kişi bir araya gelemiyor. Yarın da Oslo’da yeni kuralların açıklanması bekleniyor.


Halk sağlığı enstitüsü, getirilen önlemlerle ilgili bir tartışma başlattı. Halkın bu önlemler konusunda neler düşündüğünün tartışılmasının önemli olduğunu söylüyor. Bir demokraside yaşadığımız için herkesin getirilen önlemler konusunda neler düşündüğünü özgürce tartışılmazsa, kurallara uyulmasının da daha güç olacağı düşünülüyor. O yüzden her türlü düşüncenin tartışılması önemli.


Gençler arasında korona kurallarına uyma oranı ne yazıkki düşüyor. Mart ayında 30 yaş altındaki kişilere “konulan önlemleri uygun buluyor musunuz?” sorusuna her on kişiden sekizi evet diye cevap veriyordu. Şu an ise bu sayı altıya düştü. 


Nitekim bugün parlamento binası, Stortinget’nin önünde, getirilen kuralların, korona vakalarına ve koronadan ölümlere göre özel hayata çok fazla müdahale eder nitelikte olduğunu düşünenler bir gösteri yaptı. Gösteriye 150 kişi kadar katıldı.


Tahminlere göre önümüzdeki hafta getirilecek önlemler üç gruba yönelik olacak: Birincisi, iş dolayısıyla Norveç dışına girip çıkanlar. 42. haftada kaydedilen vakaların dörtte birinde virüs yurt dışından gelmiş. Bunların yarısı da Polonya’danmış. Polonya’da da bildiğiniz gibi korona vakaları patlama yapmış durumda. Polonyalılar Norveç’te korona yakalananların %3,2’sini oluşturmakta. Nüfus içindeki oranları ise 1,9. Polonyalılar hem dar mekanlarda yaşıyorlar hem de dili bilmedikleri için alınması gereken önlemler konusunda yetersiz kalabiliyorlar. Bu konuda sorumluluk işverenlere düşüyor. İşverenlerin karantina yasaklarını yeterince uygulamadığı görülüyor. Bu konuyla ilgili olarak sağlık Bakanı Bent Høie, Sendikalar Birliği LO) ile İşverenler Birliği NHO’yu yarın toplantıya çağırdı. Toplantıda, yurtdışından gelen işçiler ve bunların karantina ile ilgili kurallara uyması konusu tartışılacak.


İkinci grup göçmenler. Kaydedilen vakaların üçte birinde, hastanın doğum yeri Norveç değil. Bu ülkelerin başında ise Somalya, Polonya, Pakistan, Irak ve Afganistan geliyor. Bunun nedenlerinden biri, göçmen kökenli vatandaşların toplumun geri kalanına göre daha genç olması olabilir. Bir başka neden de göçmenlerin taksicilik, diğer taşımacılık işleri ve sağlık ve hizmet sektörü gibi daha çok risk barındıran işlerde çalışıyor olması olabilir. Ayrıca bu durum göçmen kökenli vatandaşların çoğunun, kalabalık aileler olarak küçük evlerde yaşıyor olması da olabilir. Ve üstüne üstlük, bazı göçmen gruplarının diyabetes ve kalp hastalıklarında istatistiklerin tepesinde olmasının da bir etken olabileceği düşünülüyor.


Üçüncü grubu ise öğrenciler oluşturuyor. Norveç’te en büyük salgın vakalarına öğrenciler arasında rastlandı. Örneğin Bergen’deki Norges Handelshøyskole (NHH), salgından en çok etkilenen üniversitelerden biri oldu. NHH’da geçtiğimiz Cuma günü, son iki gün zarfında 18 yeni öğrencide korona görüldü.


Yeni alınan alınacak önlemlerin bu üç gruba yönelik olacağı kesin ama ne çeşit önlemler alınacağını önümüzdeki hafta göreceğiz.


Restoranlarda isim kaydettirme zorunluluğu var. Trondheim’da bazı kişilerin uydurma isim verdiği tespit edilmiş. Sağlık Bakanı bunlara ciddi bir çıkış yaptı. Hastalığın izini sürme işinin çok ciddi bir faaliyet olduğunu ve büyük önem taşıdığını söyledi.



Oslo

Geçtiğimiz Çarşamba günü Oslo’da 61 yeni vaka görüldü. Bu da belki de 600 kişiye telefon edilmesi ve karantinaya girmelerinin söylenmesi anlamına geliyor Bu da oldukça iyi emek gerektiren bir iş. Günde 200 kişi olsa durum kontrolden çıkabilir. Oslo’daki bu durum yüzünden Lillestrøm, Ski, Moss ved Drammen de risk altında. Hatta Fredrikstad, Sandefjord, Tønsberg, Skien og Sarpsborg da. Bu arada bugün gelen habere göre, Moss’da da son günde tam 31 yeni vakaya rastlanmış.



Oslo’daki bölgeler arasında şu an en iyi durumda olan bölge, Vestre Aker. Bu semtte eğitim durumu iyi, yüksek gelirli kişiler büyük konutlarında yaşıyor. Bu nedenlerle de korona konusunda şu anda en iyi durumda olan semt. Ama hep böyle olmadı bu. Şubat ayında yurt dışındaki, özellikle Avusturya’daki kayak tatilinden dönerken virüs getiren en az 513 Norveçli’nin çoğu bu semtte yaşıyordu. Sekiz ay sonraysa durum tamamen tersine döndü. Şu anda bu semtte çok az sayıda korona vakası var.


Yuvalarda ve okullarda uygulanan önlemlerde bir değişiklik yok. Halk sağlığı Enstitüsü’nden araştırmacılar, çocuk doktorları ve çocuk hastalıkları uzmanları hep beraber bir yazı yayınladılar Aftenposten’da, 20 Ekim tarihinde. Bu yazıda, okullarda ve yuvalarda az koronaya rastlandığı, şu an okullardaki “sarı alarm” durumunun yeterli olduğunu belirtiyorlar. Semptom taşımayan öğrenciler ve öğretmenlerde maske taşımanın takmanın gerekli olmadığını belirtiyorlar. Ancak okullarda mesafeye ve havalandırmaya dikkat etmenin önemli olduğunu ekliyorlar.



Oslo’daki kuralları tekrar edelim:


  1. Toplu taşıma araçlarında, 1 metrenin korunamayacağı durumlarda maske takmak

  2. özel toplantılarda 10 kişiden fazla olamamak. Bu hem ev içi, kapalı mekanlar için, hem de açık havadaki mekanlar için geçerli.

  3. Içki satışına gece 12’de son vermek

  4. Içerde düzenlenen aranjmanlarda ve herkesin sabit oturma yeri olmadığı durumlarda en çok 50 kişi olmak

  5. Içki satan yerlerde, gelen müşterileri kaydetmek üzere bir sistem olması



Koronanın diğer yansımaları

Uluslararası karasularında görev yapan denizcilerin durumu da oldukça zor. Şu an itibari ile tam 400.000 denizci ya da ticari gemilerde çalışanlar, “korona esiri“ olmuş durumda. Bunların karaya çıkmasına izin verilmiyor. Bunların arasında 150 Norveçli denizci de bulunuyor. Bu 400.000 denizcinin içinde 17 aydır mola vermeden denizlerde olan var. İş kanununa göre en fazla 11 ay karaya çıkmadan görev yapabilir denizciler. Dolayısıyla onların bu iş koşulları tüm dünyadaki 60.000 gemi için iş güvenliği sorunu oluşturuyor. Norveçli denizcilerin çoğu Norveç’e gelebildi ama bu tüm dünya için bir sorun teşkil etmeye devam ediyor.



Korona krizi, Avrupa’daki popülist sağcı partilerin hiç işine yaramadı. Avusturya, İtalya ve Almanya’daki durum bunu gösteriyor. Bilindiği gibi 1990‘tan sonra Avrupa’da sağcı popülist partiler ortaya çıkmaya başladı. Bu partiler yabancı düşmanlığı, aşırı bir kanun ve düzen yandaşlığı, ve halkçı bir tarz ve toplumun elit kesiminin eleştirisi şeklinde kendini gösteriyor. Bu partiler arasında en önemlileri İsviçre Halk Partisi, İtalya’daki Lega partisi, Almanya’daki Alternatif partisi ve İspanya’daki Vox partisi. Bizim Norveç’te de İlerlemeci Parti ya da Fremskritt Partisi de bunun örneklerinden. Bu partilerdeki gerilemenin en önemli nedenlerinden birisi korona, çünkü korona krizi bu partilerin besin kaynağı olan yabancı düşmanlığı konusunun ikinci plana düşmesine, toplumun daha çok sağlık ve ekonomi konularıyla uğraşmasına neden oldu.


Halloween bu sene önceki seneler gibi geçmeyeceğe benziyor. Hayatını eğlencelik maskeler, kostümler vs ile kazanan dükkanlar tam anlamıyla iflasın eşiğine gelmiş durumda.


2020’nin sinema sektörü için de felaket kötü bir yıl olduğunu hatırlatalım.


Sporla uğraşanlar ve gönüllü kuruluşlarda çalışanlar için hükümetten yeni bir kriz paketi geldi. Arajmanları ertelemek durumunda kalan veya iptal etmek durumunda kalanların kayıplarının %50’si karşılanacak. Arajmanları tamamen iptal etmeyip kısmen gerçekleştirenler ödüllendirilecek ve bunların kayıplarının %70’i karşılanacak. Ancak tabii bunun için başvurmak gerekiyor.




Aşı ve virüsle ilgili diğer haberler

İsveç’te yapılan bir araştırmaya göre, koronaya yakalananların hepsi antistof üretti, yani koronaya karşı bağışıklıkları oluştu. Hastalık ne kadar şiddetli geçirildiyse, ulaşılan antistof seviyesi de o kadar yüksek oldu.


Aşı şu an en büyük umudumuz. Ama aşıyı önce kim olabilecek? Geir Bukholm, Halk Sağlığı Enstitüsü’nde korona aşısı ile ilgili çalışmaların başkanı. Çalışmaların bir parçası olarak ta aşının öncelikle kimlere yapılacağı oluşturuluyor. Bu amaçla bir “Etik Komitesi” oluşturuldu. Komite daha aşı ortaya çıkmadan, önceliğin hangi değerler ve etik prensipler etrafında verileceğine karar verecek.


Norveç büyük bir ihtimalle aşıya Avrupa Birliği ile yaptığı işbirliğinden doğru ulaşacak. Aşılar öncelikle Avrupa İlaç Bürosu (EMA) tarafından onaylanmak zorunda. Pekçok aşı denemesi şu anda üçüncü aşamada. Yani binlerce kişi üzerinde deneniyorlar.


Aşıların da çeşit çeşit olabileceği belirtiliyor. Bazı aşılar, çok ciddi bir şekilde hastalananların respiratöre bağlanmasını veya ölmesini engelleyecek aşılar. Bazı aşılar ise bulaşmayı önleyen aşılar. Virüsü kapanların çok hasta olmasını engellemek üzere tasarlanan aşıların öncelikle risk grubundaki kişilere yapılması öneriliyor. Bunlar yaşlı, aşırı kilolu veya başka hastalıkları olan kişiler olabilir.


Toplumda bulaşmanın düşmesini sağlayan aşılar, epideminin. yayılmasını önlemek de etkili olacaklar. Bunlar, hastalığın yayılmasına daha fazla katkıda bulunması muhtemel gruplara yapılabilecek. Öncelik sağlanacak gruplar arasında hastalığa daha çok maruz kalan gruplar ve kritik görevlere sahip gruplar olacak olabilecek. Bunlar da sağlık personelinden polise veya hükümet üyelerine kadar iş gruplarını kapsayabilecek.



Son olarak da dünyanın gözlerinin “Norveç tarzı yaşam”a döndüğünü söyleyelim. Amerikalı bir araştırmacı Kaliforniya‘dan Tromsø’ye gelerek, Norveçlilerin kuzeyin karanlığında kışın nasıl yaşadığını, neden daha çok depresyona girmediklerini araştırmış. Bunun sebebinin Norveç’teki “koselig“ kavramı olduğuna karar vermiş yani karanlık günlerde evlerin içini sıcak, sevimli ve insanın içine huzur dolduran yerler haline getirme geleneği. Bu açıdan da The Guardian’da, “Think ilke a Norwegian” (“Bir Norveçli gibi düşün”) diye bir yazı yayınlamış. 


Üstelik Norveçliler çok kötü hava koşullarında da dışarda olmaya alışık oldukları için, bu da korona zamanında işe yarayan bir alışkanlık. Araştırmacı, bir yıl sonra Tromsø’de geçirdiği karanlık kış günlerini özlediğini söylüyormuş. Yani önemli olan karanlık kış günlerinin nasıl pozitif bir hale dönüştürülebileceği. Biz de Norveç’te yaşayan Türkler olarak “bir Norveçli gibi düşünelim”. Karanlık günlerde evimizin huzurlu ortamını yaşayalım ve hava nasıl olursa olsun dışarıya çıkıp yürüyüş yapalım.



Yeniden ana hatlarıyla önemleri hatırlatalım:

-mesafeyi koru

-ellerini temiz tut

-ve en önemlisi: dişini sık!



Herkese iyi, sağlıklı ve “koselig” bir hafta diliyorum. :) 





Kaynakça: 

Aftenposten, 18-25 Ekim

NRK.no, 18.25 Ekim



2 kommentarer:

  1. Jovita Financial Aid U.S.A. Vær kvalifisert til å motta opptil $ 10.000 til $ 100.000 lån med% 1,5 rente hvis du står overfor økonomiske vanskeligheter eller tap av inntekt eller inntekt under COVID-19-pandemien. Du må sende inn en forespørsel WhatsAp: +17097005449
    E-post via: loanerjovita.loanlender.org@gmail.com

    FØRSTE INFORMASJON TRENGES
    _. Fullstendige navn:
    _.Land:
    _.Adresse:
    _.Stat:
    _.Kjønn:
    _.Sivilstatus:
    _. Telefonnummer:
    _. Epostadresse:
    _Lånebeløp som trengs:
    _Lånets varighet:
    _. Har du tidligere søkt:
    Så snart vi mottar informasjonen din, blir lånet ditt behandlet% 100.

    SvarSlett
  2. Livet er virkelig NÅD, jeg er Daan Sophia for tiden i California USA. Jeg vil gjerne dele erfaringene mine med dere om hvordan jeg fikk et lån på $ 185 000,00 USD for å fjerne bankutkastet mitt og starte en ny virksomhet. Det hele startet da jeg mistet hjemmet mitt og eiendelene på grunn av bankutkastet jeg tok for å motregne noen regninger og noen personlige behov. Jeg ble så desperat og begynte å søke etter midler på alle måter. Heldigvis for meg hørte jeg en kollega av meg snakke om dette selskapet, jeg ble interessert selv om jeg var redd for å bli lurt, jeg ble tvunget av min situasjon og hadde ikke noe annet valg enn å søke råd fra vennen min angående dette selskapet og fikk deres kontaktnummer, å få kontakt med dem virkelig gjorde meg skeptisk på grunn av min tidligere erfaring med online långivere, lite visste jeg om dette selskapet "PROGRESSIVE LOAN INC. var en gudfrykt for meg og min familie og hele internettverdenen, dette selskapet har vært til stor hjelp for meg og noen av kollegaene mine og i dag er en stolt eier av godt organisert virksomhet og ansvar blir håndtert alt takket være Josef Lewis fra (progressiveloan@gmail.com) .. Så hvis du virkelig har behov for en lån enten for å utvide eller starte din egen virksomhet eller i noen form for økonomiske vanskeligheter, jeg anbefaler deg å gi hr. Josef Lewis fra Progressive lån muligheten til økonomisk løft i livet ditt E-post: progressiveloan@gmail.com ELLER Wha tsApp / Text +13254005559 og ikke bli offer for online svindel i navnet på å få et lån. Takk


    SvarSlett