søndag 13. september 2020

Korona aşısı dünyaya adaletli bir biçimde dağıtılabilecek mi?



Dünyaya korona aşısını adaletli bir biçimde dağıtmak için kurulan komisyonun başkanlığını Norveç yapacak! Norveç, Güney Afrika’yla birlikte, dünyada aşıların, ilaçların ve test aletlerinin adil bir şekilde dağıtılması için kurulan komisyonun başkanlığına seçildi. 

Norvec’te salgın, yerel vakalarla yeniden yükselişe geçti. Ya Lesbos Adası’ndaki mülteci kampında, yanmış oyuncaklarının yanındaki çocukları koronadan kim koruyacak?

Koronayla ilgili bu ve bunun gibi güncel sorulara cevap getirmek üzere bu akşam, 13 Eylül, Norvec saatiyle saat 22, Türkiye saatiyle 23’de yine Radio inter fm 105.8 de  beraberiz. Radyoyu internet üzerinden, http://interfm.no/nettradio/nettradio/  adresinden dinleyebilirsiniz.

Programdan sonra konuşmanın metnini aşağıda bulabilirsiniz.

(En oppsummering på siste ukens hendelser knyttet til korona, helse- og økonomikrisen i Norge og i Oslo - på mitt morsmål, tyrkisk.)



Öncelikle bu geç saatte bizi dinleyen herkese teşekkür ederim. Zamanımızın kısıtlı oluşundan dolayı geçen haftanın önemli olaylarına çabuk çabuk da ineceğiz.


Bu akşam, Oslo ve Norveç’te hastalığın geldiği noktadan bahsedeceğiz. Oslo Belediyesi ve Norveç Hükümeti cephesinde konuyla ilgili gelişmelerden, aşıyla ilgili gelişmelerden, epideminin çeşitli sonuçlarından ve dünyadaki durumdan söz edeceğiz.


Sayılar
Önce geçtiğimiz hafta, Norveç’teki korona vakalarının istatistiğiyle söze başlayalım.


Norveç’te şu ana dek 860.155 kişi test edildi. 11.866 kişi de korona görüldü. 1052 kişi hastaneye yatırıldı. 233 kişi yoğun bakımda tedavi gördü. 265 kişi de hayatını kaybetti.


36. hafta itibariyle Norveç’te dokuz kişi hastanede tedavi görüyor. Bu da geçen haftaya göre altı kişi daha az.


Norveç’te koronanın yayılması hala orta seviyede seyrediyor. Sayıların artmasına, özellikle yerel bir takım hadiseler neden oluyor. Geçtiğimiz 36. haftada da artışın en önemli nedenleri, Bergen ve Fredrikstad / Sapsborg’da meydana gelen olaylardı. Bu olaylara daha sonra değineceğiz.


36. haftadaki vaka sayısı, bundan önceki dört haftanın ortalamasının neredeyse iki katıydı! Böylece haftalık toplam korona vaka sayısı, Nisan ayı başından bu yana en yüksek sayıya ulaştı. Haftanın toplam 728 vakasının 309’u, ne yazık ki bizler gibi, yabancı kökenli kişilerde görüldü.


Ancak Nisan ayına göre içinde bulunduğumuz haftadaki en önemli fark, test edilenlerin sayısı. Nisan ayında sadece at 6587 kişi test edilmişken, geçtiğimiz hafta 82.200 kişi test edildi, yani tam 12 katı. Dolayısıyla sayılar aynı olsada, şu anki durumun Nisan ayındaki durumla aynı olduğunu söyleyemeyiz.


Halk Sağlığı Enstitüsü, hastalığa yakalanan birinin hastaneye yatırılma riskini %3,9’dan 2,26’ya indirdi. Bu virüsün daha az tehlikeli olduğu anlamına gelmiyor.


Şu anda Norveç’te her 100.000 kişi başına 22 vaka düştüğü için, Norveç başka ülkeler için belirlediği “kırmızı“ ülke statüsüne, kendisi de girmiş oldu. İnsan merak ediyor: bu durumda hepimizin on gün karantinaya girmesi gerekmez miydi?


Bu artışın nedeni de yukarda değindiğimiz olaylardı. Bu artışa rağmen, hastane ve yoğun bakıma yatırılma sayılarında bir artış görmüyoruz. Bunun bir nedeni, geçtiğimiz haftalarda bulaşıcı hastalığın gençler arasında daha çok yayılması oldu. 36. haftadaki vakaların yaş ortalaması 27 idi. Buna ek olarak daha fazla kişinin test edilmesi, hafif belirtiler gösteren kişilerde COVID-19 olduğunun anlaşılmasına yaradı. Yapılan simülasyonlar, şu ana dek, toplumun %1,2’sinin koronaya yakalanmış olabileceğini gösteriyor.


Bergen’de dün, şu ana kadar kaydedilen en yüksek korona vaka sayısına gelindi: 43 kişi. Bergen’de geçtiğimiz haftada 222 yeni vaka kaydedildi! Bir kişide Bakımevi’nde öldü.


Bergen’in yerel Sağlık Bakanı, hastalığın risk gruplarına bulaşmasından ötürü kaygı duyduğunu belirtti. Dün itibarıyla görülen 43 yeni vakanın 6’sı 60 yaş üstü, 17’si de 40 yaş üstü. Hasta bakım evlerindeki (sykehjem) koruna vakalarında ölüm oranı ne yazık ki %50 civarında. Bu yüzden hasta bakım evlerinde, yeniden ziyaretleri kısıtlayıcı uygulamalara başlandı.


Bergen’de ilk vakalar öğrenci ve koro gruplarında görülmesine rağmen, şu an itibarıyla toplumun her kesimine yayılmış görülüyor. 


Teker teker birkaç vakaya değinecek olursak, Bergendeki NHH (Norges handelshøyskole)’de toplam 136 öğrenci koronaya yakalanmış durumda. Oslo’daki Bjørknes Yüksek Okulu’nda (Høyskole) da 23 öğrenci. 151 kişi de karantinada.


Sarpsborg’daki dini kutlama, al-Kadir adlı bir dini cemaat tarafından düzenlendi. Burada ortaya çıkan korona vakası yüzünden şu anda 1000 ila 2000 kişi karantinada ve 81 kişide korona görülmüş durumda. Bu yüzden al-Kadir Derneği’ne dava açıldı.


Geçtiğimiz haftalarda sansasyon yaratan, sığınaktaki parti olayından sonra iki kişi daha, yani toplam dört kişiye de, epidemi yasasına uymamak da dahil olmak üzere birkaç konuda dava açıldı.


Sarpsborg’daki bu dini kutlama, Bergen de ise üniversite öğrencileri arasında 300 kişi de korona görülmesi olayları geçtiğimiz haftaya damgasını vurdu. Her iki durum da kontrol altında olmasına rağmen önlemlerin derecesi arttırıldı. Bergen’de on kişiden fazla kişinin özel toplantılarda bir araya gelip toplanması yasaklandı.


Başbakan Erna Solberg, Perşembe günü korona durumuyla ilgili bir basın toplantısı yaptı. Artan korona vakaları sebebiyle yine daha sıkı önlemler alınabileceğini ifade etti. Hali hazırda alınan önlemlere göre 200 kişi, kültürel ve spor faaliyetlerinde bir araya gelebiliyor, ancak korona sayısındaki bu artış devam ederse, bu sayının 50 kişiye indirilmesi söz konusu olabilir. Özel evlerde buluşmalardaki sayı da 20 kişiden, 5-10 kişiye inebilir. Buna hazırlıklı olalım.


Sağlık müdürlüğü ve halk sağlığı enstitüsü, 25 Ağustos’ta,Sokaklarda,, parklarda, evlerde çokçok sayıda kişinin katıldığı partilerin yasaklanmasını önerdi, hükümet te bunu değerlendiriyor.. Ancak tüm Ülkede bir yasaklamaya gitmek istemiyor. Belediyelerin kendilerinin mahalli bir şekilde bunu düzenleyebileceğini söylüyor.

Epideminin Norveç'teki diğer sonuçları
Uçak şirketlerinde kriz yaşanmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Luftfart, SAS, Widerøe ve Norwegian, NHO bir toplantı yaptılar ve sanayi ve ulaşım bakanlarına durumlarının ne kadar vahim olduğunu anlattılar. Bakanların bu konuda ne yapacakları, bir şey yapıp yapamayacakları henüz belli değil.


Devlet korona yolsuzluklarının peşini sürmeye devam ediyor. 40 yaşlarındaki bir kişi, korona yardımı olarak verilen 600.000 kronu haksız yere aldığı gerekçesiyle dokuz ay hapse mahkum edildi. Bu kişi, iki şirkette 600.000 kron gelir kaybı olduğunu beyan etmişti, ancak bunun gerçek olmadığı anlaşıldı.


Vergi dairesinden (Skatteetaten) bildirildiğine göre, Norveç’te şirketlere toplam 6 milyar kron korona desteği verildi; 1.3 milyar değerindeki 18.000 başvuru ise ödenmeden reddedildi.


Bu arada sevindirici bir haber verelim: Osloda gençler arasındaki suç oranı geçen seneye göre büyük bir düşme gösteriyor. korona yüzünden gençlerin huzursuzluk ve sıkıntı içinde bir yaz geçirmesini önlemek üzere, oslo Belediyesi olarak pek çok aktivite ve iş imkanları sağlamaya çalıştık. Tüm Osloda 75 tane Spor kulübü nde futbol, hentbol, basket, kayak ve dans gibi pekçok faaliyet düzenlendi. 25.000 çocuk ve genç bunlara katıldık. Bir çok gence yazış imkanı sağladık. Tam 10.000 haftalık ücret ödedik bu gençlere. Tabii tek neden bu değil ama, bu tip korona faaliyetlerinin sonucunu, gençler arasındaki suç oranının düşmesi şeklinde görmek beni çok sevindiriyor.

Diğer ülkelerde durum
Türkiye’deki durumu izleyicilerimiz takip ediyordur. Biz bu programda özellikle Norveç’e ve Norveç’in etrafındaki ülkelerdeki duruma değiniyoruz.


Finlandiya, Avrupa’daki ülkeler arasında en iyi durumda olan ülkelerden biri. Bu açıdan da ülkeye gidiş geliş konusunda en sıkı önlemleri almış olan ülkeydi, ancak bu turizm açısından ve insanların gidip gelmeye alışık olduğu İsveç’e gidip gelme konusunda büyük problem yarattığı için, Finlandiya hükümeti 19 Eylül’den itibaren yeşil olarak tanımladığı ülkelerin 100.000 kişi de 8-10 vaka değil, 25 vaka olabileceğini açıkladı. Bu kıstasa göre Norveçliler ve İsveçliler, önümüzdeki haftadan itibaren, dönüşte karantinaya girme mecburiyeti olmadan Finlandiya’ya gidip gelebilecekler.


Cuma gününün bilgilerine göre, İsveç’te her 100.000 kişi başına 24 vaka, Norveç’te 22, Finlandiya’da 7,8 ve Danimarka’da 35,2 vaka görülmüştü.


Bu arada İsveç, Norveç‘ten daha iyi duruma geliyor. Norveç’te vakalar artarken, İsveç’te azalıyor. İsveç’teki devlet epidemiyolojiisti Anders Tegnell bunu üç sebebe bağlıyor:


  • İsveç halkı sağlık makamlarının önerilerine uyuyor
  • yaz aylarında sokaklarda olunduğu için daha az vaka görüldü
  • Büyük bir olasılıkla İsveç’te pek çok kişi hastalığa karşı bağışıklık kazanmış durumda. Tabi bunun kaç kişi olduğu bilinmiyor.

Avrupa’daki ülkeler arasında ise 8 Eylül itibari ile en çok korona vakası, her 100.000 kişi de 256 vakayla ile İspanyadaydı. Onu sırasıyla Fransa Hırvatistan ve Malta takip ediyordu. Norveç ise her 100.000 kişi de 20 vakayla Avrupa’daki 30 kadar ülke arasında, sondan sekizinci.


Avrupa birliği, Avrupa’da geçerli olacak yeni ve ortak seyahat kuralları belirlemek istiyor
Avrupa birliği yeni ve ortak seyahat kuralları belirlemek istiyor. Bu konuda Norveç’in Sağlık Bakanı Bent Høie de, Avrupa Birliği ile diyalog halinde. Avrupa Birliği’nin önerisine göre Avrupa’daki ülkeler için dört değişik renk kullanılacak ve bu dört renk her ülkede aynı şekilde anlamlandırılacak:


Yeşil Bölgelerin vatandaşları, birbirlerini, karantinaya girme zorunluluğu olmadan ziyaret edebilecek. Yeşil olmak, son iki haftada her 100.000 kişide 25 veya daha az sayıda korona vakası görülmesi anlamına geliyor.


Kavuniçi bölgelere gidebilmek için test sonucunun negatif olması gerekiyor. Kavuniçi olmak, son iki haftada her 100.000 kişide, 25-50 korona vakası görülmesi anlamına geliyor.


Kırmızı bölge olmak ise, son iki haftada her 100.000 kişi de 50’nin üzerinde korona vakası görülmüş olması anlamına geliyor.


Griyi ülkeler içinse, yine negatif korona testi gerekiyor.

Öte yandan, tüm dünyaya bakacak olursak, 10 Eylül‘deki vaka sayısıyla  Hindistan yeni bir rekora ulaştı: bir günde tam 95.735 kişide korona görüldü! Hindistan‘da her gün 1 milyon kişi test ediliyor. Yine 10 Eylül itibarıyla son günde ölüm sayısı 1172 idi. Hindistan, toplam 4.500.000 vakayla Amerika Birleşik Devletleri‘nden sonra ikinci sırada geliyor.


Lesbos adasındaki mülteci kampında vahim olaylar
Bu arada Yunanistan’ın, Türkiye’nin yanıbaşındaki Lesbos adasındaki mülteci kampında çok vahim olaylar olduğunu, kampta çıkan büyük bir yangın sonucu 12.000 mültecinin geceyi sokakta caddelerde geçirdiğini hatırlatalım. 


Lesbos‘daki mülteci kampında çıkan yangının sebebi de korona ayla ilgili aslında. Kampta korona vakası ortaya çıkınca, bu kişileri izole etmek üzere gelen gruba karşı protesto eylemi olarak yangın çıkmış. 


11 Eylül‘deki gazetede gördüğüm bir fotoğraf beni gerçekten çok etkiledi: bu fotoğrafta, kampta, üç yaşında bir çocuğu görüyoruz. Çocuk yanmış bir bisikletin yanında durup bisiklete bakıyor. Yüzünde ne olup bittiğini anlamamış bir ifade var. Aynı zamanda çocuğun ağzındaki maskenin, boynuna inmiş olduğunu da görüyoruz. Muhtemelen bunu kendisi yapmış. 


Oysa biliyoruz ki, küçük çocuklara maske takmak önerilmiyor. Hele hele takılan maskenin boyuna indirilip, tekrar yukarı, ağza kaldırılması hiç önerilmiyor. Yani bu resimde ne yazık ki pek çok yanlış var: en büyük yanlış elbette, üç yaşındaki küçücük bir çocuğun, demir telli yüksek duvarların arkasında bir kampta yaşamak zorunda olması. İkinci yanlış, oyun yaşındaki bir çocuğun, yanlmş bir bisiklete acı dolu gözlerle bakması. Üçüncü yanlış ise, ne yazık ki, bu çocuğun koronaya, doğru alınmış önlemlerle hazırlanmamış olması!


Bilindiği gibi Lesbos adasındaki kampta 12-13.000 kadar mülteci yaşıyor. Norveç’te hükümet Çarşamba günü, buradan 50 çocuklu ailenin Norveç’e alınabileceğini söyledi. Bence bu miktar çok az. Oslo belediye başkanı Marianne Borgen’ın da söylediği gibi, Norveç bundan çok daha fazla sayıda mülteci kabul etmeli. Nitekim pekçok belediye, daha çok mülteci almak isteyebilirdiklerini söylüyorlar. Umarım bu konuda hükümet daha çok sayıda mülteci almaya ikna edilebilir.


Aşı
Rusya’da geliştirilen aşı, hem Rusya’yı, hem dünyanın geri kalanını ikiye bölmeye başladı. Rusların yarısından fazlası aşıyı kullanmak istemiyor. Rusya şu an aşı geliştirme sürecinin üçüncü aşamasında ve 40.000 kişi üzerinde denemeye başladı.


Aşının testinin 3 aşaması var: Birinci aşamada aşının güvenli olup, çok fazla yan etkisinin olup olmadığı test ediliyor. Bu teste büyük sayıda sağlıklı kişi katılıyor. İkinci aşamada, ki bu aşamaya “bağışıklık tepkisi“ adı veriliyor, aşının işe yarayıp yaramadığı ve değişik grupların ne dozda aşı kullanması gerektiği test ediliyor. 


Üçüncü aşamada ise aşının mikroptan koruyup korumadığı test ediliyor. Bu test de çok fazla sayıda insan üzerinde yapılıyor. Ancak bu üç aşamanın hepsinde pozitif sonuç alınırsa, aşı üretilmeye başlanıyor ve piyasaya sürülüyor. Rusya’daki aşıya karşı eleştirilerin en büyük nedeni,  bu üçüncü aşamanın yapılıp yapılmadığından emin olmamak gibi görülüyor.


Dünyada aşı yarışı iyice tırmanmış durumda. Bu yarışı birincilikle tamamlayan ülke prestij, para ve güç kazanmış olacak. Yani küçük bir aşı, dünya politikasında çok büyük bir araç haline gelmek üzere. Büyük güçler korona aşısında birinci olmak için son gücüyle çabalıyor. Bu yarışmada yeni güç odakları Çin, ABD ve Avrupa. Rusya da yarışa girme çabasında. Afrika ve Latin Amerika’dan ise hiç ses çıkmıyor.


Dünyada şu an itibarıyla birinci aşamada olan 20 aşı denemesi, ikinci aşamada 16, üçüncü aşamada ise 6 aşı denemesi var. Yani hiçbir aşı üretime hazır halde değil.


Norveç, aşı konusunda Avrupa Birliği ile birlikte hareket ediyor. “Oxford aşısı“ diye bilinen ve Astra Zeneca tarafından geliştirilen bir aşıyla, ve Sanofi-GSK ve Johnson & Johnson adlı iki başka şirketle de diyalog halinde. Bu üç aşıdan ikisi üçüncü aşamada, Sanofi-GSK aşısı ise ikinci aşamada.


Norveç’in ana stratejisi, Avrupa Birliği ile işbirliği. Ancak bununla birlikte, tüm dünyaya aşı sağlayacak sistemlere de milyarlarca kron harcıyor. Bunlardan bir tanesi oOlo temelli CEPI. Bu arada gurur duyarak iletmek isterim ki, Norveç, Güney Afrika’yla birlikte, dünyada aşıların, ilaçların ve test aletlerinin adil bir şekilde dağıtılması için kurulan komisyonun başkanlığına seçildi. Bu komisyon, Avrupa Komisyonu ve Dünya sağlık örgütü (WHO) ile işbirliği içinde olacak. Yani, aşı konusunda, dünyanın Adalet Bakanı bir anlamda Norveç olacak!

Smittestopp uygulaması
Bu arada Norveç’te geliştirilen, “smittestopp” adlı uygulamanın, Google ve Apple tarafından durdurulduğu anlaşılıyor. Norveç firması olan Simula, bu programın yeni bir versiyonunu hazırladı, Ancak uzun vadede Google ve Apple ile rekabet edemeyeceği Düşünülüyor. Halk Sağlık Enstütüsü, FHI, 15 Eylül’de bu uygulamanın devam edip etmeyeceğini açıklayacak.


Diğer araştırmalar
Yeni yapılan araştırmalar, çoğumuzun halihazırda korona‘ya karşı bağışık olduğunu gösteriyor. Bunun nedeni de bu virüsle, diğer mevsim virüsleri arasında benzerlikler olması. Ancak yaşlandıkça bağışıklık sisteminin hafızası ne yazıkki azaldığından, yaşlıların çoğunun koronaya karşı direnci düşmüş oluyor.


Koroda şarkı söylemek tehlikeli mi? 
Yapılan bir araştırmaya göre, şarkı söylemek, normal sosyalleşmeye göre daha fazla tükürük damlası oluşturmuyor. Ancak şarkı söylemek, kahkaha atmak kadar çok tükürük damlasına sebep oluyor. Ağustosta İngilizler tarafından yapılan bir araştırmada da, şarkı söylemenin aynı seviyede konuşmak kadar tükürüğe neden olduğunu söylüyor. 


İçinde sessiz harflerin çok olduğu şarkıları söylemek daha çok tükürüğe neden oluyor. Yapılan ölçümler tükürüklerin 1 metreden daha küçük bir alana yayıldığını gösteriyor.  Dolayısıyla koroda şarkı söyleyenlerin, aralarında en az 1 metre olması kuralına uyumaları gerekiyor. Buna ek olarak, koroda şarkı söyleyenlerin düşey mesafesine de dikkat etmek gerek. Örneğin birisi oturmuş diğeri ayakta şarkı söylüyorsa, oturmuş olan ayakta duranın tükürük alanına girmiş oluyor. Ya da kısa boyluyla uzun boylu koristler arasında, kısa boylu olanın uzun boylu olanın tükürüklerine maruz kalma şansı daha çok. Aynı şekilde yüzyüze şarkı söyleniyorsa aradaki mesafenin 1 metreden daha çok olması lazım.


Körolar birliği Genel başkanı Åsmund Mæhle, bu haberden memnun. Zaten binlerce koro çalışması yapıldı, hiçbirinde korona bulaşması olayına rastlanmadı, diyor. Norsk musikkråd ise, koroda  yanyana duranlar arasında 1,5 metre, karşılıklı duranlar arasında 2 metre olmasını öneriyor.


Bu akşamki korona söyleşimizi de burada sonlayalım . Tüm izleyenlere sağlıklı, mutlu bir hafta diliyorum. Haftaya yine görüşmek üzere

2 kommentarer:

  1. Cok teşekkürler verdiğiniz bilgiler için

    SvarSlett
  2. Livet er virkelig NÅD, jeg er Daan Sophia for tiden i California USA. Jeg vil gjerne dele erfaringene mine med dere om hvordan jeg fikk et lån på $ 185 000,00 USD for å fjerne bankutkastet mitt og starte en ny virksomhet. Det hele startet da jeg mistet hjemmet mitt og eiendelene på grunn av bankutkastet jeg tok for å motregne noen regninger og noen personlige behov. Jeg ble så desperat og begynte å søke etter midler på alle måter. Heldigvis for meg hørte jeg en kollega av meg snakke om dette selskapet, jeg ble interessert selv om jeg var redd for å bli lurt, jeg ble tvunget av min situasjon og hadde ikke noe annet valg enn å søke råd fra vennen min angående dette selskapet og fikk deres kontaktnummer, å få kontakt med dem virkelig gjorde meg skeptisk på grunn av min tidligere erfaring med online långivere, lite visste jeg om dette selskapet "PROGRESSIVE LOAN INC. var en gudfrykt for meg og min familie og hele internettverdenen, dette selskapet har vært til stor hjelp for meg og noen av kollegaene mine og i dag er en stolt eier av godt organisert virksomhet og ansvar blir håndtert alt takket være Josef Lewis fra (progressiveloan@gmail.com) .. Så hvis du virkelig har behov for en lån enten for å utvide eller starte din egen virksomhet eller i noen form for økonomiske vanskeligheter, jeg anbefaler deg å gi hr. Josef Lewis fra Progressive lån muligheten til økonomisk løft i livet ditt E-post: progressiveloan@gmail.com ELLER Wha tsApp / Text +13254005559 og ikke bli offer for online svindel i navnet på å få et lån. Takk


    SvarSlett