Referandumlar sadece “evet” ve “hayır” ekseninde döner ve bu nedenle halkı ikiye böler.
Norveç tarihinde
referanduma sadece 6 kez gidilmiştir. Bunların hiçbirisi de anayasa değişikliği
ile ilgili değildir. İkisi 1905 yılında Norveç’in İsveç’le Birlik’ten ayrılıp
ayrılmayacağı, Prens Carl’ın Norveç’in kralı olup olmayacağına karar verilmesi;
1921 ve 1926 yılındaki iki referandum Norveç’te yüksek alkollü içecek satılıp satılmayacağı,
ve nihayet 1972 ve 1994’deki son iki referandum da Norveç’in Avrupa Birliği’ne
girip girmemesi ile ilgilidir.
Türkiye’de ise
referanduma 8 kere gidilmiştir ve bunların hepsi de anayasa değişikliğiyle
ilgili olmuştur.
Dolayısıyla referandumlar
da, sadece “evet” ve “hayır” ekseninde döndüğü için, zırt-pırt kullanılmaz.
Çünkü referandumların toplumu doğrudan ikiye bölmek gibi bir sakıncaları
vardır. Nitekim, Türkiye’ye dönecek olursak, su anki referandumla ilgili
olarak, yaşlıca bir hanım vatandaşın gösterdiği tepki sanıyorum pek çok kişi
tarafından gösteriliyordur: “Bizi evet / hayır diye bölenlere hakkımı helal
etmiyorum!” diyor bu vatandaş. “Bu ülkenin en son ihtiyacı olan şey bu
referandum. Haram olsun vergilerimizle oturdukları yerler, yedikleri lokmalar!”
diye haykırıyor. Nitekim B arolar Birliği de tüm milletvekillerine teker teker mektup yazmış. Onları, referandumu geri çekmeye davet etmiş. Ama meclisin çoğunluğu fikrini değiştirmemiş.
Demek ki şu an Nisan’da
halk oylamasıyla anayasada 18 tane değişikliğe evet ya da hayır demek
durumundayız. Sonuc Evet çıkarsa da dunyanin sonu değil, Hayır çıkarsa da. Peki
Evet ya da Hayır demeye nasıl karar vereceğiz? Bu bir genel seçim değil ki,
partilerin programına göre oyumuzu şu ya da bu partiye verelim? Konu da kolay
değil ki, bizimle bizi yönetenler arasındaki kontratta tam 18 tane değişiklik
öneriliyor. Konu ciddi demek ki, meclis tek başına karar veremiyor, halka
soruyorlar. Bize soruyorlar. Peki onların tek başına karar vermelerinin düpedüz
yetmediği bir konuda biz neye göre karar vereceğiz?
(Arkası yarın...)
Ingen kommentarer:
Legg inn en kommentar