Koronayla ilgili bu ve bunun gibi güncel sorulara cevap getirmek üzere bu akşam, 30 Ağustos, Norvec saatiyle saat 22, Türkiye saatiyle 23’de yine Radio inter fm 105.8 de beraberiz. Radyoyu internet üzerinden, http://interfm.no/nettradio/nettradio/ adresinden dinleyebilirsiniz.
(En oppsummering på siste ukens hendelser knyttet til korona, helse- og økonomikrisen i Norge og i Oslo - på mitt morsmål, tyrkisk.)
Merhabalar.
Öncelikle tüm dinleyicilerin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlarım. Umarım daha nice bayramımızı sağlık ve huzur içinde kutlarız!
Önce işin güzel yanı ile başlayalım:
Vaka sayısında ve dağılımı konusunda bir düşüş var. Bu elbette sevindirici. Bir önceki hafta yeni vaka sayısı 367 iken, geçtiğimiz hafta bu sayı 325’e indi. Sadece üç belediyede, Nordland, Vestland ve Møre ve Romsdal’da artış görüldü.
Öte yandan ne yazık ki...
Bugün haberlerde bu gece bir sığınakta parti yapan gençlerin karbondioksit zehirlenmesi geçirdikleri yazıyor. Partilere, eğlencelere getirilen kısıtlamalar yüzünden kullanılmayan bir sığınakta eğlence düzenlemek türünden bu tip, yasal olmayan yöntemlere başvurmak, elbette ki son derece sorumsuz ve yanlış bir davranış.
Öte yandan, Norveç’te var olan içki kültürünün,K özellikle hafta sonlarında geç saatlere kadar içki içip eğlenilmesinin bir anda değişebileceğini varsaymak ta hatalı olabilir. Bu konuda, Yerel Oslo Hükümeti’nin Sanayi Bakanı Viktoria Marie Evensen, hükümetin saat 12:00’de içki satışını durdurmasını eleştiriyor. Dışarda içki satışı durunca, evlerde içki içilmeye devam edildiğini, bu durumda da korona önlemlerinin yeterince alınmadığını söylüyor. Oysa dışardaki restoran ve barlarda gerekli önlemlerin daha iyi alındığını, dolayısıyla içki satışı saatlerinin yine eskisi gibi uzatılmasını talep ediyor. Bergen de bu konuda Oslo ile aynı fikirde.
Yine bugünkü bir habere göre Hamar belediyesi’nde vakaların artması üzerine, 19 yaş altındaki çocuk ve gençlere yönelik tüm spor ve kültür aktiviteleri durdurulmuş durumda.
Bugünkü bir başka habere göre de, Bergendeki Norveç ticaret Yüksek Okulu’nda (NHH) da 39 yeni vakaya rastlandı.
Dolayısıyla, Başbakan Erna Solberg’in de bu haftaki basın toplantısında söylediği gibi, henüz güven içinde olduğumuzu söyleyemeyiz. O yüzden alınan sıkı tedbirlere devam etmemiz gerekiyor. Kurallar da geçen haftaya göre aşağı yukarı aynı.
Hangi ülkelere giriş çıkışların karantinaya girmek gerektirdiğine dair yeni gelişmeleri sonraya bırakacak olursak, bunun dışında, hala 200 kişiden fazla kişinin katıldığı faaliyetlere izin yok. Sinemalarda, konferans salonlarında yine mesafe kısıtlaması var. İçki satışı da hala gece 12’de son bulmak zorunda.
Spor müsabakalarıyla ilgili kurallarda bir gevşeme olup olmayacağı ancak Eylül ayının ortalarında belli olacak.
Oslo’da toplu taşıma araçlarında, yoğun saatlerde maske takma tavsiyesi bir hafta süreyle uzatıldı. Indre Østfold Belediyesi’nde ise bu tavsiye kaldırıldı. Burada durumun normale yaklaştığı söyleniyor. Halk Sağlığı Enstitüsü ve Sağlık Müdürlüğü, bölgedeki durumu değerlendirip, Bergen’de maske kullanılmasının gerekli olmadığını, salgının sınırlı olduğunu söylüyorlar. Hala, hastalığın bulaşmasını önlemenin en önemli tedbirinin mesafeyi korumak olduğunun altı çiziliyor.
Çocuklarda korona belirtileri görüldüğü zaman okula ve ana okuluna gönderilmemeleri tavsiyesi devam ediyor. Çocuklar iyileştikten bir-iki gün sonra durumlarına bakılıp, duruma göre tekrar okula yollanabilecekleri söyleniyor. Test edilmelerine gerek olmadığı ifade ediliyor. Ancak belirtiler devam ederse, büyükler de hastalanırsa teste başvurulması gerektiği söyleniyor. Bu durumda da öncelikle büyüklerin test edilmesi öneriliyor.
Hükümet Eylül ortasında yeniden durumu değerlendirecek ve toplumun açılmaya devam edilip edilmeyeceğine, sınırlamaların aynen veya artırılarak sürdürüp sürdürülmeyeceğine karar verecek.
Sayılara bakacak olursak:
Şu ana kadar Norveç’te 10.565 kişide korona görüldü. Bu kişilerin yaş ortalaması 44. Yarıdan biraz fazlası erkek, biraz azı kadın.
Reprodüksiyon sayısı olarak bilinen, yani koronalı bir kişinin başka kaç kişiye hastalığı geçirdiğini gösteren sayının, 1’in altında olması gerekiyor. Bu sayı 1 Temmuz itibariyle 0,98 idi, bu iyi ama bu sayının ölçülmesinde hata payının oldukça yüksek olduğunu da unutmamak gerek.
Cuma günü itibari ile Norveç’te 16 kişi korona nedeniyle hastanede yatırılmış bulunuyordu. Bunların hiçbiri respiratör, yani solunum aracına bağlı durumda değildi. Bugüne kadar toplam 231 kişi yoğun bakımda tedavi görmüş durumda.
Ayrıca toplam 686.202 kişi test edilmiş ve bunların 10.195’inde, yani yüzde 1,5’unda korona görüldü.
Türkiye’ye ve diğer ülkelere giriş çıkışlar
Norveç’ten, Avrupa Birliği ve EØS ülkeleri dışındaki ülkelere giriş çıkışlar yine sınırlı durumda. Yani Türkiye’den Norveç’e geldikten sonra karantinaya girmemiz, hala zorunlu.
Bu hafta itibari ile kırmızı ülke ve bölgeler arasına Almanya, Lihtenştayn ve İsveç’in Kalmar ve Vasterbotten bölgeleri de eklendi. Sonuç olarak şu an itibari ile Avrupa’da yalnızca dokuz ülke sarı veya yeşil, yani bu dokuz ülkeye gidip döndükten sonra karantinaya girmek gerekmiyor. Bu ülkeler: Finlandiya, İtalya, Estonya, Slovenya, Slovakya, Latviya, Litvanya, Macaristan ve San Marino.
Verilen bilgilere göre bu sene seyahatler %96 oranında düşmüş durumda. Bu sene Nisan ile Haziran ayları arasında, 80.000 seyahat yapılmış. Bu seyahatlerin %90’ı da Norveç içinde yapılmış. Dolayısıyla Norveç içinde yapılan seyahatlerin sayısında da geçen yıl aynı dönemine göre %39’luk bir artış olmuş.
İsveç’te hytta’sı olanlar, hyttalarına gidip geldikten sonra karantinaya girmeleri kuralının Avrupa Birliği anlaşmasına aykırı olduğu gerekçesiyle dava açmayı düşünüyorlar.
Dünyadan haberler:
Berlin de 18.000 kişi toplanıp hükümetin aldığı korona önlemlerine karşı gösteri yapmış. Mesafeye dikkat etmeleri istense de, göstericiler ne buna ne de maske kullanmaya dikkat etmişler! Anlaşılan halkın hükümetlere, yöneticilere güveni azalmaya başlıyor. Mart ayında Belçika’da yapılan bir ankette halkın %80’i alınan tedbirlerin gerekli olduğunu düşünürken, bugün sadece %30’u öyle düşünüyormuş.
Norveç, pandemi ile şu ana kadar oldukça olumlu bir şekilde mücadele etmeye başarsa da, benzer düşünceler ve yorgunluk bizde de görülüyor. Ancak yetkililere ve halka güvenimizi kaybedersek her şey kontrolden çıkabilir, bunun için kurallara uymamız, uymayanları ikaz etmeye çalışmamız gerek.
Dünkü Aftenposten’da, Amerika’da bir aile yemeğinden sonra, 71 yaşındaki ev sahibi de dahil olmak üzere, kız kardeşinin ve ellili yaşlarda ki üç çocuğunun hayatını kaybettiği, yemeğe davetli pek çok kişinin de hastalandığı yazıyordu. Bu çok üzücü olay neyse ki yeni değil, söz konusu yemek oyun 3 Mart‘ta verilmiş. Bu da bize yine, kurallara uymanın ne kadar gerekli olduğunu, korona virüsünün çok tehlikeli bir verisi olduğunu hatırlatıyor. Sanıyorum şimdi Amerika’da da toplum çok daha bilinçlidir. 50 kişilik aile yemekleri ya yapılmıyordur ya da çok daha dikkatli yapılıyordur. Ancak yine de Amerika’da son bir ay içinde 32.000 kişi hayatını kaybetmiş durumda ne yazık ki!
Genel olarak tüm ülkelere bakacak olursak, hem hasta sayısı hem de ölüm sayısı bakımından başı ABD çekiyormuş 183.685 ölüyle. Onu sırasıyla Brezilya, Meksika, Hindistan, İngiltere, İtalya, Fransa, İspanya, Peru ve İran takip ediyor. Norveç’in yakınındaki ülkelere bakacak olursak burada da 5820 kişinin ölümüyle İsveç başı çekiyor. Onu sırasıyla Danimarka, Finlandiya, Norveç ve İzlanda takip ediyor. Norveç’te toplam ölü sayısı 264.
Paris’te tüm kamu alanında maske takma zorunluluğu getirildi. Buna karşılık İsveç’te 500 kişilik aranjmanlara, mesafeyi korumak suretiyle, izin getirildi. Yani korona önlemleri ülkeden ülkeye büyük değişiklik göstermeye devam ediyor.
Maske
Kolektif taşımacılığın yoğun olarak kullanıldığı saatlerde ve kişiler arasındaki mesafenin 1 metre olmasının sağlanamayacağı durumlarda, Oslo’da maske kullanma tavsiyesi devam ediyor, ancak Indre Østfold’da durum normalleştiği için bu öneri kaldırıldı.
Zaten daha önce de söylediğimiz gibi, koronadan korunmanın en iyi yolu maske değil. Maske bizi koronadan ortalama %40 civarında koruyabiliyor. Oysa aramızdaki mesafenin 1 metre olmasına dikkat edersek, bu bizi koronadan ortalama %80 civarında koruyor. Demek ki unutmamalıyız ki, koronadan korunmak için hala üç şeye dikkat etmemiz lazım:
Bir. Ellerimizi her zaman sabunla temiz tutacağız veya dezenfektan kullanacağız.
İki. Diğer insanlarla aramızda 1 metre veya daha çok mesafe olmasına dikkat edeceğiz.
Üç. Eğer kendimizde korona semptomları görüyorsak, korona telefonuyla gereken merkezlere ulaşıp kendimizi test ettireceğiz. Testin sonucu gelene kadar kendimizi izole edip, kimsenin yanına yaklaşmayacağız.
Oslo
Oslo belediyesi test kapasitesini çok arttırdı; şu anda test için ortalama sadece bir gün beklemek gerekiyor. Bergen ve Trondheim gibi diğer büyük şehirlerde de test için bekleme süresi çok daha kısaldı. Şu anda Oslo’da, Sağlık Enstitüsü’nun önerdiği gibi, nüfusun yüzde beşini her an test edebilecek kapasite oluşmuş durumda.
Aşı
Daha önceki programlarımızda, Norveç’in aşı konusunda Avrupa birliği ile senkronize bir şekilde hareket ettiğini söylemiştik. Geçtiğimiz hafta içinde Avrupa Birliği Komisyonu, ecza sektöründe dev bir isim olan Astra Zeneca ile bir kontrat imzaladı. Bu kontratla Avrupa birliği ülkeleri, Astra Zeneca’dan 300 milyon doz korona aşısı alabilecek. Buna ek olarak gerekirse 100 milyonluk bir artışa da yerde var kontratta.
Şu an itibari ile aşının klinik testinin toplam üç aşamasından ikinci aşamasında bulunuluyor ve şu ana kadar sonuçların iyi göründüğü söyleniyor. Astra Zeneca, Oxford Üniversitesi ile işbirliği halinde hazırlıyor bu aşıyı. Aşı, Avrupa Birliğ’ine üye ülkeler arasında, ülkelerin nüfusuna göre paylaştırılacak.
Avrupa Birliği, Sanofi-GSK, Johnson & Johnson, Curevac ve Moderna gibi diğer üreticilerle de benzer bir sürecin içinde.
Bu arada normal grip aşısından da bahsedelim: Halk Sağlığı Enstitüsü, bu sene, geçen seneye göre çok daha fazla sayıda grip aşısı ısmarladı ve risk grubunda olan herkesin aşı yaptırmasını öneriyor. Çünkü o zaman, sağlık kurumlarında, koronaya ek olarak sağlık yığılması olmasının önüne geçilebilir. Risk grubunu da şunlar oluşturuyor: 65 yaşını doldurmuş herkes, yaşlılar evinde veya sağlık evinde yaşayanlar, diyabetes veya diğer kronik hastalıkları olanlar.
At nalı yengecinin kuyruğu:
Bu arada aşıların hayvanlarda denendikten sonra insanlarda denenip denenemeyeceğine nasıl cesaret edildiğini hep merak etmişimdir. Bu konuda 28 Ağustos tarihli Aftenpostan’da bir yazı vardı: Burada, her türlü aşının insanlarda denenmeden önce, “At nalı yengeci” (“dolkhale”) diye çevirebileceğim bir hayvanın kuyruğundan alınan kanla teste baş vurulduğunu anlatılıyordu.
Şimdi, aşının içinde bakteriyel zehir olması, insanlar için zararlı bir şeymiş. Aşının içinde bu zehirden olup olmadığını anlamak için, aşının içine, at nalı yengecinin kuyruğundan alınan bir damla kan damlatılıyor, kan pıhtılaşırsa zehir olduğu anlaşılıyor ve aşı atılıyormuş. Eğer kan pıhtılaşmazsa, aşının insanlarda kullanılabileceğine karar veriliyormuş.
Bunun 70’li yıllarda keşfedilmesinden sonra, milyonlarca at nalı yengeci yakalanıp, bunların kanı tıbbın hizmetinde kullanılmış. Şu an gelinen noktadaysa hayvanın türünün son bulması ile karşı karşıyaymışız. İlginç olan şey, bu hayvanın yeryüzünde var olan en eski hayvanlardan biri olması. Tam 450 milyon yaşında!
256 milyon yıl önce, dünya yüzündeki yaşamın %96’sı ortadan yok olduğunda, bu hayvan da yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmış. Dinozorlardan daha önceki zamandan bahsediyoruz. Bugün var olan türün bir çeşidi Amerika Birleşik Devletleri‘nin kuzey doğusunda, üç çeşidi de Asya’da yaşıyormuş. Denizin dibinde yaşıyorlar, ama çiftleşmek ve yumurtlamak için karaya çıkıyorlarmış. Amerika’da bu hayvan tarımda gübre olarak kullanılıyormuş. Balıkçılar da yem olarak kullanıyorlarmış.
Kanser tedavisinde veya başka tedavilerde kullanılan, dünyada bunun gibi pek çok doğal bitki ya da hayvan var. Hayatımız için son derece büyük önem taşıyan doğayı korumak birinci vazifemiz olmalı aslında. Yoksa bu örnekte olduğu gibi hastalıklara karşı ilaçları da aşıları da unutabiliriz.
Çocuklar ve gençler
Halk sağlığı enstitüsü’nün bildirdiğine göre 18 yaşın altındaki çocuklara da virüs bulaşıyor ama bu oran büyüklere göre hem daha düşük, hem de korona bulaşan çocuklar daha az hasta oluyor.
Kendilerini hasta hissederlerse çocukların ve gençlerin okula gitmemesi hala önemli. Tabii çocuklar bundan pek memnun olmuyor, dersleri okulda yapmanın evde yapmaktan daha kolay olduğunu, arkadaşlarıyla oynamayı istediklerini söylüyorlar. Okulların ne yazık ki evde kalmak zorunda olan çocuklarla teker teker uğraşma kapasitesi pek yok. Bu konuda iPad ve Teams gibi diğer dijital çözümler kullanılmaya çalışılıyor. Öğretmenler, ailelerin evde kalmak zorunda olan çocukların ve gençlerin dersleriyle ilgilenmelerini istiyor.
“Risk grubundaki” öğrenciler veya ebeveynleri risk grubunda olan öğrencilerin özel eğitim alması sağlanacak.
Bir de “özellikle ilgiye muhtaç“ (sårbar) grubunda olan çocuklar var ki, bunlar için de ayrıca ödenek yaratılmış durumda. Hükümet bu gruptaki çocuklar için 400 milyon kron ekstra gayrı kaynak ayırdı.
Belediyelerin “uzun süre“ okuldan uzak kalan öğrenciler için eğitim verme zorunluluğu var. Bu “uzun süre “nin ne kadar olduğunu kesin olarak söylemek mümkün değil.
Çocuklarının bu gruplarda olabileceğini düşünen velilerin, okulla diyaloğa girmelerini, bu imkanlardan faydalanmaya çalışmalarını önerelim.
Ekonomik sonuçlar
Økokrim, korona dolandırıcılarıyla mücadele etmeye devam ediyor. NAV’ın ihbarıyla, yolsuzluk olaylarının üzerine gidiyor. Norveç’in
korona nedeniyle ülkeyi kapatmasından bu yana, hükümet şirketlere 5.4 milyar kronluk yardım yaptı. 17.000 başvuru otomatik kontrol mekanizmalarıyla anında durduruldu. Bu da 1.3 milyar krona tekabül ediyor.
Bu başvuruların ne kadarının yalan bilgilere dayalı olduğu, ne kadarının bilgisizlikten kaynaklandığı bilinmiyor. Ancak devlet, şimdiye kadar yapılan ödemelerin 3700 tanesini geri istedi. Bu da toplam 189 milyon kronat ekabül ediyor. Maaşları ödeyen NAV, Ökokrim’e, 12 dolandırıcılık vakasını aydınlatması için muracat etti. Bu da 20 milyon kron değerinde. Yani devlet verdiği yardımların gerektiği gibi kullanıp kullanmadığının peşinde. Yalan bilgi ile yardım alan şirketlerden paraları geri istiyor, bu konuları araştırıyor.
Korona döneminde “evden çalışma“ (“home office“ ya da “hjemmekontor“) çok yaygınlaştı. Ancak, bu evden çalışma uygulamasıyla ilgili kurallar, yıllardır gözden geçirilmemiş durumda. Bu konuda işçi sendikalarının pekçok önemli görüşü var. Bu yüzden Çalışma Bakanı, Norveç’in en büyük sendikası LO’yu, Eylül ayı içinde Çalışma ve Sosyal işler bakanlığı’nda bir görüşmeye davet etti. Davetin konusu, evden çalışma kurallarının gözden geçirilmesi ve değişikliklerin tartışılması.
Diğer haberler
Devlet karayollarından verilen bilgiye göre, ehliyet sınavlarına maske takarak girme zorunluluğu kalkıyor.
Bir araştırmaya cevap verenlerin %30‘u, bu yaz, dışarıda açık havada uyuduklarını söylüyor. Bu da 1.500.000 Norveçliye tekabül ediyor.
Sevgili İnter fm radyo dinleyicileri,
En önemli üç tedbiri tekrarlayarak bu akşamki programımızı sonrayalım:
Ellerimizi temiz tutmak
Diğer kişilerle aramızda mesafe tutmak
Hastalık belirtileri hissediyorsak test yaptırmak ve başkalarına yaklaşmamak
Hepinize güzel bir hafta diliyorum. Haftaya tekrar görüşmek üzere sağlıkla, esenlikle kalın!