søndag 16. august 2020

Korona tatil dinlemez. Dikkatli olmaya devam!

Tatil aylarını yavaş yavaş geride bırakırken ve bir ay kadar ara vermişken, yeniden bu programlara dönmek güzel. Çünkü korona konusunda ne kadar bilgili olursak o kadar iyi!


Önce işin güzel yanı ile başlayalım:

Bu sene pek çok yabancı kökenli insan Norveç’te geçirdi tatilini. Bu da pek çok kişi için daha önce hiç yapmadıkları bir şey olmuş. Preikestolen, Flåm gibi Norveç’in büyük güzelliklerini keşfetti bu sene insanlar. Bu da entegrasyon açısından olumlu bir gelişme. Bugün gazetede Pakistan kökenli bir genç  kendisiyle yapılan röportajda, ailesinin 25 yıldır Norveç’te yaşamasına rağmen, Norveç’i hiç Gezmediklerini anlatıyor. Ancak bu seneki deneyimlerinden sonra, bundan sonra yaz aylarını Norveç’te de geçireceklerini, Norveç’te de görülecek yaşanacak pek çok güzellik olduğunu söylüyor.


Öte yandan ne yazık ki:

Korona yaz başında Norveç’te kontrol altında iken, ne yazık ki yaz aylarındaki serbestleşme dolayısıyla, bulaşıcı hastalık tekrar tırmanışa geçti. Duygusal olarak etkilendik tabi. Artık koronadan kurtulmuşuz gibi hissederken, yeniden yeni vaka sayısını sayar olduk!


Norveç’teki vaka sayısın artışında, Oslo’nun batısındaki gençler arasındaki partilerden, transatlantiklerden (cruise), Moss’daki düğüne, İsveç’e seyahatlere kadar pek çok etken rol oynadı. Üniversiteler açıldığında yapılan “fadder uke”ler de bir risk kaynağı oluşturdu. Bu durumdan ötürü, örneğin Bergen’de tüm aranjmanlar iptal edildi, Oslo’da da polis yüksek okulundaki fadder ülke planları durduruldu.


Sağlık direktörü Bjørn Guldvog, Cuma günkü basın toplantısında, durum böyle giderse, sokağa çıkma yasağı veya izolasyon önlemlerinin de alınabileceğini söyledi. Önümüzdeki günlerde, haftalarda yeterli önlem almazsak durumun kontrolden çıkabileceğini söyledi.  Koronadan sıkıldık, toplum olarak bir rahatlamaya geçtik, ancak bu rahatlama çok tehlikeli. Çünkü hastalığın insana yaptığı etki, ölümcüllük oranında hiçbir değişiklik yok. Hastalığa yakalananların daha sonra pek çok yan etki ile mücadele etmek zorunda kaldığı da biliniyor; yani dikkat etmeye devam etmemiz gerekiyor.


Oslo, şu anda kırmızı! Ama Oslo’nun batısındaki korona yayılmasının kontrol altına alındığı belirtiliyor. Bu son vakalar gibi yeni vakalar yaşanmazsa, Oslo’nun iki hafta içerisinde yeniden yeşil olabileceği ifade ediliyor.


İndre Østfold belediyesi de mümkün olan en sıkı önlemleri alarak koronanın yayılmasını engellemeye çalışıyor. Bunların arasında, tüm sosyal toplantıların yasaklanması, kütüphanelerin, spor salonlarının ve yüzme havuzlarının Ağustos ayı boyunca kapalı tutulması da var. İndre Østfold belediyesinde 45.000 kişi yaşıyor; 59 kişi koronaya yakalanmış durumda.


Sayılara bakacak olursak:

Norveç’te şu ana kadar 530.000 kişi test edildi. 9850 dilenen corona vakası var. Şu ana kadar 1000 kişi hastanede tedavi gördüğü, 230 kişi yoğun bakımda tedavi gördü. 261 kişi öldü.


32. haftada 357 yeni vaka görüldü. Sayı 31. haftada 199 idi. 32. haftada en fazla vaka 20-39 yaş durumunda görüldü. Son haftada 13, sondan bir önceki 31. haftada da 10 kişi hastaneye yatırıldı. Son haftada yeni ölüm vakası görülmedi. 26. haftadan bu yana, haftada bir ölüm vakasından daha çok vaka görülmedi.     


31. haftadaki vakaların %35’i yurtdışına çıkıp geri dönerlerden kaynaklanıyor. Bu da 67 kişiye karşılık geliyor. Bunların da 52’si “kırmızı” ülkelerden geri dönerken, 15’e ise “yeşil ülkelerden geri dönmüş durumda. Yani “yeşil ülkelere” gitmenin de bir güvencesi yok.


Türkiye’ye ve diğer ülkelere giriş çıkışlar

Bilindiği gibi, yaz başında Avrupa’daki pek çok ülke «yeşil” idi; yani bu ülkelere tatile gidilip Norveç’e döndükten sonra karantinaya girmek gerekmiyordu. Ancak bugün itibari ile hiçbir ülke yeşil değil. Ya sarı ya da kırmızı. Bir ülke sarı ise, bu ülkede her an değişiklik olabileceği, kırmızıya geçebileceği anlamına geliyor. O yüzden ülkelerin renk kodlarına dikkat etmek lazım. 


Dün, yani 15 Ağustos tan itibaren İzlanda, Kıbrıs, Malta, Hollanda ve Polonya’da kırmızı ülkeler arasına girdi. Yani buralardan gelenlerde on gün karantinaya girmek zorunda olacak.


Şu an itibari ile geçerli olan kurala göre, sarı ve kırmızı ülkelerden Norveç’e gelenler test edilecek. Test zorunlu değil, ama öneriliyor. Sınırlarda, örneğin havaalanlarında test merkezleri kurulacak. Test parasız olacak. Norveç Dışişleri bakanlığı, kesinlikle gerekmedikçe yurtdışına gidilmemesini öneriyor. Bu öneri 1 Ekim’e kadar geçerli. Türkiye ne sarı ne kırmızı ama, değerlendirmesi yapılmadığı için, Norveç’e dönüldüğünde karantina zorunlu.


Şu an tabii hükümete pek çok eleştiri geliyor. Neden yaz başından itibaren bütün ülkeler kırmızı denilmedi? Neden tatil için hangi ülkeye giderseniz gidin, dönüşte karantinaya girmeniz zorunlu tutulmadı? deniyor. Tabii bu konuda her zaman bireylerin özgürlüğüyle, bu özgürlüklerin ne kadar kısıtlanacak konusunda bir denge gözetmek lazım. Alınan kararların ne derece doğru olduğunu, yanlış olduğunu tam olarak iddia etmek her zaman mümkün değil.


Bu arada, korona olanların hastalığa tekrar yakalanabileceği gerçeği, insanı korkutuyor. Oslo Üniversite Hastanesinde çalışan araştırmacılara göre, korona virüsü oldukça tipik bir virüs. “Dolayısıyla hastalığa bir kez yakalanan kişinin, bir yıl veya daha uzun bir süre virüse karşı bağışıklık kazanmış olabileceğini tahmin ediyoruz, ama bu konuda şimdilik kesin bir şey söylemek güç,” diyor araştırmacılar.


Maske

Kolektif transportun yoğun olduğu saatlerde, ve kişiler arasındaki mesafenin 1 metre olmasının sağlanamayacağı durumlarda, maske kullanma zorunluluğu getirildi Oslo ve Indre Østfold’da. Zorunluluk dedik ama bu aslında zorunlu bir uygulama değil, yani maske takmazsanız bir cezası yok. Ancak dediğimiz gibi, sağlık bakanlığı ve resmi makamlar, yoğun trafik saatlerinde otobüslerde, tramvaylarda, metrolarda… Bir de tatilden gelip havaalanından eve giderken maske takılmasını öneriyor. Çünkü korona tekrar tırmanışa geçmiş durumda.


Bu uygulama, şimdilik 14 gün süresince geçerli olacak. Oslo Belediyesi ve ndre Østfold’da geçerli olacak. İlkokul çağında ki çocukların maske kullanması tavsiye edilmiyor. İki yaşından küçük bebeklere ise asla maske takılmamalı.


Tabii bu durumda ne çeşit maske takmamız gerektiğini de merak edebiliriz. Biliyorsunuz bazı maskeler Norveç sağlık makamlarınca onaylanmamış olabilir. Özellikle internetten alışveriş yaparken buna dikkat etmemiz gerekiyor. Norveç’te eczanelerde aldığımız maskelerin Sağlık Bakanlığı tarafından onaylandığını biliyoruz. O yüzden eczaneden aldığımız sürece maskenin gerekli kurallara, kriterlere uyduğundan emin olabiliriz.


Hem, bir sefer kullanılıp atılan maskelerden (kirurgisk munnbind) kullanabiliriz, hem de yıkanıp temizlenerek tekrar tekrar kullanılabilen “tøy munnbind» maske kullanabiliriz. Bu iki çeşit maske de eczanelerde satılıyor. Perşembe- cuma günü, eczanelerden maskelerin hızlı tüketildiği haberleri geldi. Ama endişelenmeye gerek yok. Pek çok kereler, çeşitli vesilelerle, Norveç’te yeterince maske stoğu olduğu belirtildi.


Bugünkü Aftenposten gazetesinde, «støvmasker», yani inşaat işlerinde vs kullanılan ve vantilatörlü maskelerin önerilmediği yazıyor. Bunlar dışardan gelen mikropları önlüyor, ancak kişinin kendisi hastaysa, bu kişinin dışarıya verdiği havayı temizlemiyormuş. Vantilatörlü olmayanları ise, eğer Standart Norge standartlarına uyuyorsa kullanılabilirmiş.


Zaten koronadan korunmanın en iyi yolu maske değil. Maske bizi koronadan ortalama %40 civarında koruyabiliyor. Oysa aramızdaki mesafenin 1 metre olmasına dikkat edersek, bu bizi koronadan ortalama %80 civarında koruyor. Demek ki unutmamalıyız ki, koronadan korunmak için hala üç şeye dikkat etmemiz lazım:


Bir. Ellerimizi her zaman sabunla temiz tutacağız veya dezenfektan kullanacağız.


İki. Diğer insanlarla aramızda 1 metre veya daha çok mesafe olmasına dikkat edeceğiz.


Üç. Eğer kendimizde korona semptomları görüyorsak, korona telefonuyla gereken merkezlere ulaşıp kendimizi test ettireceğiz. Testin sonucu gelene kadar kendimizi izole edip, kimsenin yanına yaklaşmayacağız.


Eğer ciddi semptomlar taşıyorsak, “fastlege” ya da “legevakt”a telefon edeceğiz. Ancak daha hafif semptomlar varsa, koruna telefonu yerine Oslo belediyesinin internet sitesinden bir şema doldurarakta test ısmarlayabileceğiz: https://www.oslo.kommune.no/koronavirus/testing-og-provesvar/ 


Oslo belediyesi test kapasitesini günbegün arttırmaya devam ediyor, ancak yine de test için bir süre beklemek gerekebilir. Oslo yerel sağlık bakanı da, önümüzdeki hafta test kapasitesinin daha da ilerlemiş olacağını söylüyor.. Test için önceden randevu almak gerekiyor.


Maskelerin yüksek fiyatları da haklı olarak eleştiriliyor.


Maske kullanırken de ellerimizin temiz olmasına dikkat etmemiz, maskelerin yanında verilen kullanım kılavuzlarına göre kullanmamız lazım. Maske kullanmak, diğer önlemlere ek olarak yapabileceğimiz, yapmamız gereken bir şey. O da, dediğim gibi, diğer insanlarla aramızda bir metrelik mesafeyi tutamayacak zamanlarda.


Oslo

Oslo belediyesi olarak koronayla yeniden ciddi bir mücadeleye girmek gerektiğini düşünüyoruz. Nitekim byrådsleder Raymond Johansen da bu haftaki basın toplantısında,  Oslo’da alınacak önlemleri şöyle sıraladı:


  • Korona telefonu ve koronanın bulaşmasının izini sürebilme kapasitesini arttırıyoruz.

  • Belediyenin internet sayfalarından korona testi ısmarlanabiliyor.

  • Test kapasitesini arttırıyoruz ve merkezi bazı noktalarda “Droppin” test yapma mümkün olacak.

  • Filipstad’daki gemi terminalinde test istasyonu açılacak.

  • Test istasyonlarına gelemeyenler için eve gelip test yapacak, gezici test ekipleri oluşturulacak.


Aynı zamanda parklar ve diğer kamu alanlarında içki içmenin yasak olduğunu tekrar hatırlatılıyor. Polis bu konuda daha az müsamahalı davranacak. Kamu alanında içki içmenin cezası 2500 kron. 


Parklarda ekstra bekçiler (“vakt”) olacak. Bunların polis kadar yetkisi olmayacak ama çok fazla sayıda insan bir araya gelmişse, bunların dağılmasını önerebilecekler.


Evlerde ve diğer özel aranjmanlarda 20 kişiden fazla bir araya gelinebiliyor ancak bu da, korona artmaya devam ederse, belki de kısa bir zaman içinde bu sayı da sınırlanabilecek. Kısacası yine çok fazla kişiyle bir arada olmaktan kaçınmamız lazım. Evlerde fazla kalabalık misafirler çağırmamamız lazım. Bir misafirliğe gideceksek, gittiğimiz yerde diğer kişilerle aramızda bir metrelik mesafeyi koruyup koruyamayacağımızı bilmiyorsak, o misafirliğe gitmemiz lazım.


Aşı

Rusya Moskova’da korona virüsüne karşı aşı üretimine başlandı, aşının bu ay sonunda hazır olacağı bildiriliyor. Ancak insanlar üzerinde geniş çapta test yapılmadığı için pek çok batılı uzman, bu bakımdan kaygılı.


Sağlık direktörü Bjørn Guldvog da aşının umut verici bir gelişme olacağını söylüyor. Eğer her şey yolunda giderse, dünyanın ilk aşı dozlarına yılbaşına doğru kavuşabileceğini umuyor. Tabii bundan sonra herkesin aşılanması zaman alacak ama aşıya en çok ihtiyacı olan gruplar aşılanmaya başlanırsa, epidemi ile yaşamak daha kolay bir hal alacak diyor.



Çocuklar ve gençler


Yarın okullar açılıyor. Okulların renk kodu “sarı”. Yani okullarda da hala korona önlemleri var. Bunlar toplumun genelindeki önlemlerden biraz daha hafif, ancak yine de okullarda da bir takım kurallar geçerli olmaya devam ediyor. Bu kurallar neler? Birincisi öğrenci ve öğretmenler hastalık belirtileri taşıyorlarsa okula gelmemeliler. İkincisi el temizliğine dikkat edilmeli. Üçüncüsü de aradaki mesafeye dikkat edilmeli. Gençler ve öğretmenler arasında fiziksel kontakt da olmamalı. Çok kişi bir araya gelmemeli. İlkokullarda da SFO’da da aynı sınıfa giden çocuklar bir arada grup oluşturmalı. Tenefüslerde herkes birbirinden uzak olmaya dikkat etmeli.


Ancak yine bugünkü Aftenposten gazetesine göre bazı öğretmenler, özellikle orta okullarda ve liselerde yeterince önlem alınmadığı görüşünde. Mesela bir öğretmen ortaokuldaki bir öğretmenin, bir hafta boyunca 200 farklı öğrenci ile bir arada olduğunu söylüyor. Öğrencilerin bir gruptan diğerine, bir sınıftan diğerine geçmesinin büyük risk yarattığını söylüyor. 20 kişiden çok kişinin bir araya gelmemesi şeklinde, toplumun geri kalanı için geçerli olan kuralın, neden okullarda da geçerli olmayacağını sorgulayan öğretmen çok.


Korona vakalarında artış olursa, okullar “kırmızı“ olabilir. Bu durumda öğrenciler arasındaki mesafenin daha uzak olması gerekecektir. Okulların bu duruma hazırlıklı olması beklenmekte. Örneğin bulundukları bölgelerde başka lokaller kullanabilmeleri konusunda, semt yönetimi (bydelene) ile diyalog halinde olmaları gibi. O


Sağlık Bakanı Bent Høie bu hafta yaptığı açıklamada okullarda çalışan sağlık görevlilerinin («helsesykepleier») korona ile ilgili görevlerde bulunmayacaklarını, okullardaki ve sağlık ocaklarındaki görevlerine devam edeceklerini söyledi ama, yine Aftenposten’daki bir habere göre, bazı sağlık görevlileri buna rağmen korona ile ilgili işlerde kullanılmaya başlanmış. Bunun da çocuklar ve gençler üzerinde, onların sağlığı üzerinde olumsuz bir etki yapacağını biliyoruz. Oslo‘nun yerel Eğitim Bakanı Inga Marte Thorkildsen, çocuklar ve gençlerle ilgilenen sağlık personelinin, korona test kapasitesini arttırmak üzere korona ile ilgili görevlere alınmasını konusunda endişe duyduğunu belirtti. Korona krizinin bedelinin çocuklarca ödenmesine itiraz ettiğini söyledi. Testlerin ve korona bulaşmasının izini sürmek için yapılan çabaların belediyeler ve devlet arasında ekonomik bir bölüşümle yürütülmesi gerektiğini söyledi.




Ekonomik sonuçlar

Sendikalardan (LO), işveren organizasyonlarından (NHO) ve muhalefetten gelen baskılara dayanamayarak, hükümet, işverenlerin çalışanlarını işten çıkarmadan permite etme süresini 52 haftaya çıkardı. Yani bir işletme, kapansa veya kapanma tehdidi altında olsa bile, çalışanını bir yıl süreyle işte tutabilir, bu süre zarfındaki maaşının devlet ödüyor. Bu durumda olan 100.000 kişi var. (Aftenposten, 14.8.2020)


Resmi makamlar, sağlık kurumları ve hükümet, hala, evden çalışabilenlerin evden çalışmalarını istiyor. Pek çok işveren de bu talebe uyuyor. Çünkü böylelikle özellikle toplu taşımacılıkta korona bulaşma riskini azaltmış oluyoruz.


3000’den çok NHO üyesi arasında yapılan bir araştırmaya göre, her beş şirketten biri çalışanlarını işten çıkarmayı düşünüyor, her on şirketten biri de çıkarmış durumda. Baharda çok ciddi bir ekonomik kriz geçirdik, Durum şimdi biraz daha iyi ama kriz ne yazıkki devam ediyor. İşten çıkarılmaların yanı sıra, iş hayatında bir de pandeminin yarattığı ruhsal yorgunluk, motivasyon eksikliği ve hatta depresyonun da, iş hayatında uzun vadede etkili olacağı tahmin ediliyor.


Oslo Belediyesi olarak 6,2 milyon ekstra kültür yardımı (stipend) veriyoruz.


Sevgili İnter fm radyo dinleyicileri ve okuyucular,


En önemli üç tedbiri tekrarlayarak bu akşamki programımızı sonrayalım:

  1. Ellerimizi temiz tutmak

  2. Diğer kişilerle aramızda mesafe tutmak

  3. Hastalık belirtileri hissediyorsak test yaptırmak ve başkalarına yaklaşmamak


Tüm bunlara rağmen unutmayalım ki hayat güzel. Her şeyin başında da sağlık geliyor. Sağlığımız yerinde oldukça her türlü sorunun üstünden gelebiliriz. Her ne kadar şu an itibari ile üzerimizde Demokles’in kılıcı gibi sallanan bu korona tehdidinin ne zaman ortadan kalkacağını kestiremiyor olsakta, Norveç’teki bir atasözünün dediği gibi “gün gün yaşamayı“ (“ta en dag av gangen!”) öğrenmemiz gerekiyor.


Hepinize güzel bir hafta diliyorum. Haftaya tekrar görüşmek üzere sağlıkla, esenlikle kalın!



Kaynak: Aftenposten, 9-16. Ağustos



1 kommentar:

  1. Livet er virkelig NÅD, jeg er Daan Sophia for tiden i California USA. Jeg vil gjerne dele erfaringene mine med dere om hvordan jeg fikk et lån på $ 185 000,00 USD for å fjerne bankutkastet mitt og starte en ny virksomhet. Det hele startet da jeg mistet hjemmet mitt og eiendelene på grunn av bankutkastet jeg tok for å motregne noen regninger og noen personlige behov. Jeg ble så desperat og begynte å søke etter midler på alle måter. Heldigvis for meg hørte jeg en kollega av meg snakke om dette selskapet, jeg ble interessert selv om jeg var redd for å bli lurt, jeg ble tvunget av min situasjon og hadde ikke noe annet valg enn å søke råd fra vennen min angående dette selskapet og fikk deres kontaktnummer, å få kontakt med dem virkelig gjorde meg skeptisk på grunn av min tidligere erfaring med online långivere, lite visste jeg om dette selskapet "PROGRESSIVE LOAN INC. var en gudfrykt for meg og min familie og hele internettverdenen, dette selskapet har vært til stor hjelp for meg og noen av kollegaene mine og i dag er en stolt eier av godt organisert virksomhet og ansvar blir håndtert alt takket være Josef Lewis fra (progressiveloan@gmail.com) .. Så hvis du virkelig har behov for en lån enten for å utvide eller starte din egen virksomhet eller i noen form for økonomiske vanskeligheter, jeg anbefaler deg å gi hr. Josef Lewis fra Progressive lån muligheten til økonomisk løft i livet ditt E-post: progressiveloan@gmail.com ELLER Wha tsApp / Text +13254005559 og ikke bli offer for online svindel i navnet på å få et lån. Takk

    SvarSlett