Anayasamızın değişip değişmeyeceğine artık
sadece halkımız, yani siz, ben, biz karar vereceğiz. Bu süreçte artık
milletvekillerinin, partililerin kararlarına bağımlı değiliz. Artık kararı siz
veriyorsunuz, ben veriyorum.
Öncelikle bu bilincin içinde olmamız lazım.
Referandum halk oylaması demek. Yani halk oylayacak. Halk kim? Halk benim. Halk
kim? Halk sizsiniz. Sadece ve sadece sen, ben, o oylayacağız. Yani söz bizde!
Bu oylamada oy kullanmamak gibi bir lüksümüz
yok. “Ben oy kullansam ne olur, kullanmasam ne olur? Bir oy fark etmez,” diyemeyiz. Bu oylama son derece önemli.
Peki ne oylayacağız? Anayasa değişikliğini onaylayacağız
ya da onaylamayacağız. “Evet” ya da “hayır” diyeceğiz. Neye evet ya da hayır
diyeceğiz? Anayasa değişikliğine. Peki nerden bileceğiz nasıl oy vereceğimizi?
“Biz hukukçu muyuz? Anayasa bugün nasıl ki
yarın nasıl olsun deniyor? Ben ne bileyim.” diyebilir miyiz? “Bilmek zorunda
mıyım?” diyebilir miyiz? “Oy verdiğim parti ne derse, ben de öyle yaparım, olur
biter” diyebilir miyiz?
Diyemeyiz. Bilmek zorundayız. Anayasa nedir,
bilmek zorundayız. Anayasa nasıldı ki nasıl olsun isteniyor, bilmek zorundayız.
Niye bilmek zorundayız? Çünkü bize soruyorlar. Sana, bana soruyorlar. Bize
soruyorlarsa, bu o kadar önemli bir mesele ki partiler tek başına karar
veremediği için soruyorlar. Biz bilmek zorundayız diye soruyorlar. Öğrenin,
diye soruyorlar. Karar verin, diyorlar.
Onun için bu konuda üzerimize büyük bir
sorumluluk düşüyor. Bize bırakılan bir meseleye, “bana ne ben anlamam,”
diyemeyiz. Anlamalıyız. Anlayınca başkalarına da anlatmak için çalışmalıyız.
Çünkü bu anayasa değişikliği önerisi, meclisin çoğunluğu tarafından, senin,
benim, bizim tercihimize, bize bırakılmıştır.
Daha önceleri Norveç seçimlerinde oy
kullanmanın ne kadar önemli olduğunu söylemiş, herkesi oy vermeye davet
etmiştik. Simdi yine herkesi, ama herkesi referandumda oy kullanmaya davet
ediyoruz. Araştırarak, bilerek oy vermeye davet ediyoruz. Öyle bir seçim
yapmalıyız ki bu seçimin arkasında durabilmeliyiz. Neden evet ya da hayır dediğimizi,
yıllar sonra bize, “Anneciğim, babacığım.. 2017’deki bu çok önemli referandumda
sen ne demiştin? Evet mi, hayır mi demiştin? Neden öyle demiştin?” diye bunu
soracak çocuklarımıza anlatabilmeliyiz, seçimimizin nedenlerini onlara
anlatabilmeliyiz.
Yani bu işi çok ciddiye almalıyız. Oy
kullanmalıyız. Sadece bu değil, oyumuzu aynı zamanda bilerek kullanmalıyız.
(“Arkası yarın ...”)
Ingen kommentarer:
Legg inn en kommentar